Reklamcılığı seçme sebebim olmasa da mesleğimi tanıdıkça sevmemin temel nedeni, sıkı sıkıya bağlı kalmak zorunda olduğumuz bir formülünün olmaması. Evet bazı prensipleri, takip edilecek bazı izleri var ancak en çok keyif veren kısmı; akıl koyulmamış topraklara basmak ve kalem girmemiş ormanlarda gezmek. Dün ile bugün arasında hiç kimse aynı kalmıyorken, iletişimde aynılıktansa, hep yeni olanı kovalamak gerekliliği oldukça, bilinmezliğin çekiciliği de her zaman artacak…
Tabii hiç bilmediğiniz topraklarda gezinmek, orada bulduğunuz bir şeylere yeni anlamlar yüklemek cesaret gerektirir. Reklamcılar, bazı fikirlerini anlatırken, onları dinleyenlerin gözlerinde etkilenme belirtilerini de “ne saçmalıyor bu” ifadesini de görebileceklerini bilerek anlatırlar. İşte o ikinci ihtimal, özellikle genç arkadaşlarımın bazılarında devasa bir cesaret frenine dönüşebiliyor. Ancak bazen asıl iş o saçmalamalara inanarak, arkasında durmakla değerleniyor.
Hem bugün Whatsapp gruplarında en çok paylaştığımız, en çok güldüğümüz şeyler, sosyal medya mecralarındaki saçmalıklar değil mi? Başımıza gelen saçma olayları, her şeyden daha net hatırlamıyor muyuz?
Hedeflediğiniz kitlenin ilgisini çeken; aklı gıdıklayan, başta garip gelse de izledikçe/duydukça ilginç bir haz veren saçmalıklarsa (markanıza da ilk rüzgarda savrulmayacak bir karakter inşa ettiyseniz) saçmalamaktan neden geri kalasınız ki…
Uyumlu Anlamsızlıklar
Bu defa bir reklamdan ya da güncel bir olaydan örnek vermeyeceğim, hatta büyük isimlere hadsizlik etmemek için saçmalamak kelimesini de değiştirmem gerekecek. Hadi uyumlu anlamsızlık diyelim ve anlamsızlıkların bile sahiplenildiklerinde nasıl da hayatlarımızda yer edebileceğini göstermek için, Gain’in Ele Güne Karşı belgeselinden bir sahneye birlikte bakalım:
Özkan Uğur’un aklındaki bir sonraki basamağın anlamlı sözler yazmak olmasının sebebi; alışılmış yoldan gitme arzusu, farkında olmasa bile kurallara uyma isteği… Mazhar Alanson’un onu durdurarak, bu uyumlu anlamsızlığın güzelliğini fark etmesi ise yaratıcılığın sade bir örneği.
Grubun söz yazarının Alanson olduğunu biliyoruz, tabii ki bu işin ustasına gözü kapalı güveniyor ekip üyeleri. Bu dokunuş öylesine paha biçilemez ki bugün o rastgele sesleri milyonlar ezbere biliyor, Sezen Aksu gibi efsane bir söz yazarı, o şarkıyı istiyor.
Saçmalamanın başarı kümesini genişletmek için; hazır Super Bowl dönemi de gelmişken 2016 yılına ışınlanalım. 2016 Super Bowl reklam arasında 30 saniyelik bir reklamının maliyeti 5 milyon dolardı, Mountain Dew bu parayı yukarıda izlediğiniz reklama yatırdı. İşi kuralına göre oynayan reklamların arasında bu anlamsız gösteri akılları ele geçirdi. Öyle ki o yıl maçı kimin kazandığını bile belki her izleyen hatırlamaz ama X’te “puppy monkey baby” kelimelerini arattığınızda bu reklamın bugün hala konuşulduğunu göreceksiniz. Hatta videonun neredeyse tüm yorumları da reklamın hala akıllarda kira vermeden yaşaması üzerine.
Milyon dolarlarla saniye hesabı yapılan Super Bowl’da reklam hakkını nasıl bir içerik ile kullanacağına karar verirken, tercihini saçmalamaktan yana kullananlara kulak kabartmaya devam edelim. Bu tarz reklamları yalnızca “Hoppa markalara” yakıştıranların da biraz canını sıkmak için bir konut kredisi şirketi reklamı izleyelim. Rocket Mortgage’ın kalıplara sığmayan bu reklamı, ünlü kullanımının da çok güzel örneklerinden biri.
Günümüze doğru yaklaşırken, pre-roll mantığıyla hazırlanmış bir başka Super Bowl reklamına geçelim. Geçtiğimiz yıl yayınlanan bu reklam o kadar komik ki dünyanın en informatif bilgilerini de içerse gözlerinizi üzerinden ayıramıyorsunuz. Her bir karesinde farklı bir meme olan bu saçmalık, detaylarıyla kendisini tekrar tekrar izletiyor.
Veeeee Super Bowl’un en istikrarlı saçmalık havuzu; Doritos – Crash the Super Bowl Contest! Doritos, 2006 yılında başlattığı reklam yarışmasına 2016 yılında bir son vermişti. Hayranların kendi reklamlarını çekerek katıldığı bu yarışmanın ödülü olarak; kazanan reklam Super Bowl reklam arasında yayınlanıyor, yaratıcıları ise büyük para ödülü kazanıyordu. Tabii bu zekice taktik, işi 30 saniyelik bir reklam alanına sıkıştırmaktan çıkarıp, yarışmadan önceki 1 – 1.5 aylık dönemi de Doritos reklamları ile doldurdu. Son bulduğu 2016’ya kadar 30.000 başvuru alan bu yarışma, bu yıl geri döndü! Şimdilik 3 finalisti belli olan yarışmada hala oylama devam ediyor. Yarı finalistlerin tümünü buradan izleyebilir, saçmalamanın güzelliğine doya doya bakabilirsiniz:
Saçmalamak güzel şey. Özellikle ülkemizde kimse kolay kolay cesaret etmiyorken, parlamak için oldukça kolay bir yöntem. Siz de başarılı olacağına azıcık da olsa inanıyorsanız, saçmalıkların arkasında durun, en ciddi masalarda anlatacak anlamlı bir başarı hikayeniz olsun.