Busan, Güney Kore’de plastik kirliliğine karşı geliştirilecek ilk Küresel Plastik Anlaşması için 5. Hükümetlerarası Müzakere Komitesinde bir araya gelen liderler, büyük umutlarla başladıkları müzakerelerden eli boş döndü. Diplomasi kulislerinde ses getiren bu başarısızlık, çevre dostu bir geleceğe dair umutları sarsarken, iş dünyasının devlerinden Unilever, sürdürülebilirlik konusunda kararlı bir tutum sergilemeyi sürdürüyor.
Tersine Dönemeyen Plastik Sel
Plastik kirliliği, dünyanın dört bir yanında ekosistemleri tehdit etmeye devam ediyor. Bilim insanları 2050’ye kadar okyanuslarda balıklardan çok plastik atık bulunacağından endişe ederken, plastik üretiminin aynı dönemde üç katına çıkması bekleniyor. Bu tablo, özellikle paketleme ve hızlı tüketim ürünleri pazarında faaliyet gösteren şirketlere ciddi sorumluluk yüklüyor.
Unilever: Hedefler Büyük, Eleştiriler Yoğun
Dove, Axe, Ben & Jerry’s gibi 400’e yakın markayı çatısı altında barındıran Unilever, dünyanın en büyük üçüncü plastik kirliliği kaynağı olarak biliniyor. Şirket, “atıksız bir dünya” vizyonunu her fırsatta dile getirse de Greenpeace’in raporlarına göre şu anki ambalajlarının sadece %0,2’si geri dönüştürülebilir durumda. Bu gerçek, sürdürülebilirlik hedeflerinin kağıt üzerinde kalmaması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.
Busan müzakerelerinden sonuç çıkmamasının ardından Unilever, net bir mesajla ortaya çıktı: “Kaybedecek zaman yok. Sonsuza dek sürecek müzakerelere izin veremeyiz.”
Daha Sıkı Kurallar, Daha Etkili Dönüşüm
Unilever CEO’su Hein Schumacher, sadece gönüllü çabaların plastik kirliliğini durdurmakta yetersiz kaldığını vurguluyor. Ona göre küresel ölçekli, bağlayıcı ve uyumlu düzenlemeler olmadan gerçek bir değişim imkânsız:
“Plastik yaşam döngüsü boyunca daha güçlü kurallar gerekiyor. Aksi halde plastik kirliliğini sonlandırma hedefimiz bir hayal olmaktan öteye geçemeyecek.”
OECD verileriyle plastik kullanımındaki sürdürülemez büyümeye dikkat çeken Schumacher, ambalaj sektörünün bu problemin merkezinde yer aldığını saklamıyor. Unilever, Ellen MacArthur Vakfı ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı gibi kuruluşlarla iş birliği yaparak ürün tasarımından atık yönetimine dek kapsamlı çözümler üzerinde çalışıyor. Ancak şirket, küresel ölçekte bağlayıcı düzenlemeler olmadan bu çabaların etkili bir dönüşüme dönüşmeyeceğinin altını çiziyor.
Umudu Yeşerten Gelişmeler
Unilever Sürdürülebilirlik Direktörü Rebecca Marmot, müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen 100’den fazla ülkenin kritik konularda yakınlaşmasına dikkat çekiyor. Bu işbirliği, 2025 yılına giden yolda küresel bir anlaşma için umut verici bir temel oluşturuyor. Marmot, “Plastik üretimini sürdürülebilir seviyelere çekme ve kullanımını azaltma konusunda sağlanan ilerleme, geleceğe dair iyimser olmamızı sağlıyor” diyor.
Şirket, 2024 başlarında yapılacak INC5.2 toplantısında hükümetlere seslenerek bir yol ayrımına işaret ediyor: “Ya evrensel desteğe rağmen etkisiz kalacak bir anlaşmayı kabul edeceğiz ya da plastik yaşam döngüsünün her aşamasını kapsayan, güçlü ve bağlayıcı kurallarla gerçek bir değişim yaratacağız.”
Geleceğe Kararlılık Mesajı
Tüm zorluklara rağmen Unilever, plastik kirliliğiyle mücadelede kararlı bir duruş sergiliyor. Kendi operasyonlarını dönüştürmekle yetinmeyen şirket, aynı zamanda küresel tedarik zincirlerini ve kullanım alışkanlıklarını da değiştirmeyi hedefliyor. Busan’daki müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması, bu büyük resimde geçici bir gerileme olarak görülüyor.
Unilever’in çevre dostu dönüşüm çağrısı, sadece hükümetlere değil, tüm iş dünyasına ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Somut adımlar, daha sıkı kurallar ve global işbirliğiyle plastik kirliliğinin gerçekten önüne geçilebilir — ve bu mücadelenin en hevesli aktörlerinden biri de Unilever.
Kaynak
SustainabilityMag