2023 yılında 11.20 milyar dolar değerinde iken, 2032 yılına kadar 24,53 milyar dolara ulaşması ve 2024-2032 yılları arasında %9.1 yıllık bileşik büyüme oranıyla (CAGR) büyümesi beklenen sürdürülebilir giyim pazarı, tüketicilerin, işletmelerin ve hükümetlerin moda endüstrisinin çevresel etkilerinin farkına varmasıyla hız kazanıyor. İşbu büyüme potansiyellerini araştıran SNS Insider’ın “Sustainable Apparel Market Size, Share & and Global Forecast 2024-2032” raporundan öne çıkan noktaları sizler için derledik.
Yavaş Moda ve Döngüsel Ekonomi
Bu büyümenin temel faktörlerinden biri olarak “yavaş moda” trendinin yükselişini gösterebiliriz. Daha uzun ömürlü, kaliteli ürünlerin tercih edilmesiyle üretimde azalma sağlanırken, çevresel ayak izini küçülüyor. Kültürel ve ekonomik olarak sürdürülebilir tercihlere yatkın olan Hindistan gibi ülkelerdeki etik üretim uygulamaları, şeffaf tedarik zincirlerine olan talebi artırıyor.
Döngüsel ekonomi de sürdürülebilir giyimin yükselmesinde kritik bir rol oynuyor. İkinci el giysi pazarları ve geri dönüşüm programları, eskimiş giysilere yeni bir hayat veriyor. Eski giysilerin liflerine ayrılması ve yeniden işlenmesi, atıkları azaltarak yeni ham madde ihtiyacını düşürüyor. Tabi, geri dönüşüm süreçlerinin verimliliğinin kullanılan malzemenin türüne ve ülkedeki teknolojik altyapıya bağlı olduğunu belirtmemiz gerekiyor.
Avustralya ve Hükümet Politikaları
Avustralya da sürdürülebilir modada önemli adımlar atan ve uygulama süreçleri bakımından örnek alınabilecek ülkeler arasında. Hükümet politikaları, geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımını teşvik ederken, tüketicileri daha çevre dostu alışverişe yönlendiren farkındalık kampanyaları düzenliyor. Avustralyalı markalar, etik çalışma koşullarına uyum sağlarken, geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımını yaygınlaştırıyor. Coğrafyamıza daha yakın olan ülkelere baktığımızda ise Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakatı gibi düzenlemeleriyle birlikte tekstil geri dönüşüm oranlarını artırmaya yönelik teşviklerin olduğunu söyleyebiliriz.
Tüketici Talebi ve Sektör Yenilikleri
Sürdürülebilir giyim pazarındaki büyümenin arkasındaki bir diğer güçlü etken, çevre bilincine sahip tüketicilerin artan talebi. Organik pamuk, biyolojik olarak parçalanabilen kumaşlar ve kimyasal kullanımını azaltan su tasarruflu boyama teknikleri gibi yenilikler, moda sektörünü dönüştürüyor. Örneğin H&M ve Zara gibi büyük markalar, sürdürülebilir koleksiyonlar sunmasıyla birlikte tedarik zincirlerinde şeffaflık hedefliyor.
Zorluklar ve Fırsatlar
Sürdürülebilir modanın önündeki en büyük engellerden biri, bu ürünlerin yüksek maliyeti. Organik ve geri dönüştürülmüş malzemelerin fiyatları, geleneksel tekstillere göre daha yüksek olduğu için, bu ürünlerin erişilebilirliği sınırlı kalıyor. Ancak döngüsel moda ve geri dönüşüm girişimlerine olan talep, pazarda büyük fırsatlar sunuyor. Levi Strauss & Co.’nun “Buy Better, Wear Longer” kampanyası gibi projeler, geri dönüşümle elde edilen giysileri daha erişilebilir kılıyor.
Erken Pazarlama Avantajı ve Türkiye’deki Fırsatlar
Tekstil ve hazır giyim sektöründe güçlü bir üretim altyapısına sahip olan Türkiye için sürdürülebilir moda pazarı büyük fırsatlar barındırıyor. Bu bağlamda küresel sürdürülebilir moda trendine erken uyum sağlamak ve bu ürünlerin pazarlamasında öncü bir rol üstlenmek kritik bir stratejik avantaj sağlayabilir. Özellikle ülke çapında genç ve çevre bilincine sahip tüketici kitlesi, Türkiye’deki markalar için büyük bir fırsat sunuyor.
Sürdürülebilir giyim ürünlerini Türk pazarında erken pazarlamaya başlayan markalar hem yerel hem de uluslararası arenada güçlü bir konum elde edebilir. Bu strateji, yalnızca çevre dostu ürünleri tüketicilere sunmakla kalmayacak, aynı zamanda markaların sosyal sorumluluk algısını güçlendirerek uzun vadede müşteri sadakati kazanmasına da olanak tanıyacaktır. Türkiye’deki markaların, döngüsel moda ve geri dönüşüm girişimlerine yatırım yaparak küresel pazarda fark yaratma şansı büyük.
Raporu detaylı incelemek için: Sustainable Apparel Market Share Growth Forecast Report 2032 (snsinsider.com)
