Alışverişin mantığı basittir, temelinde takastan başka bir şey değildir. Fakat işin içine Hermès gibi markalar girdiğinde iş biraz daha karmaşıklaşıyor. Bu markalar sadece kaliteli ürünler değil, bir deneyim, statü ve imaj satıyorlar ve bunu çok iyi yapıyorlar.
Gelin Hermès’in turuncu kutusunu açalım ve markaya yakından bakalım.
Hermès ve Yüzyıllık Felsefe

Hermès, 1837’de Paris’te biniciler için at koşum takımları üreten bir marka olarak başladı. Yıllar geçtikçe değişti ve gelişti ama köklerinden hiçbir zaman kopmadı. Artık hazır giyimden couture’a, çantadan ev dekorasyonuna bir çok alana genişledi, fakat hala koşum takımları üretmeye devam ediyor. Geçtiğimiz salı günü (15 Nisan 2025) Hermès, Louis Vuitton ve Dior gibi markaların sahibi LVMH’i geçerek dünyanın en değerli lüks markası oldu. Hermès, lüks zincirindeki yerini böylece perçinledi.
Hermès’in yıllar içinde koruduğu ve devam ettirdiği stratejileri var. Tüketiciyi en çok etkileyen kısım mağaza stratejisi. Mağazalar en iyi lokasyonlarda markayı yansıtacak renkler ve elementler kullanılarak inşa ediliyor. Her zaman maksimum konforu hedefliyorlar. Mağazaların en önemli parçalarından biri ise satış danışmanları. Her bir müşteriye bir satış danışmanı atanıyor, ve tüm alışverişinizi bu danışman ile gerçekleştiriyorsunuz. Çünkü Hermés deneyiminin temelinde sizin markayla ilişkiniz yatıyor. Bu ilişkiyi kişiselleştirmenin yolu ise her istediğinizde mağazada bulabileceğiniz ve ilgisini size verecek bir satış danışmanı.
“Tavizsiz Mükemmeliyet”

Hermès’i olduğu yere getiren en önemli şey mükemmeliyet. Üretimin her aşamasında, ham maddeden son haline kadar her şey takip ve kontrol ediliyor. Ham maddelerin takip edilmesi ve üretim aşamasının kontrolü çok önemli. Deri ürünlerin üretiminin tamamı Fransa’da kendi atölyelerinde gerçekleşiyor. Entegre üretime bağlılar, içeride üretebilecekleri her şeyi içeride üretmeye çalışıyorlar. Üretimde deneyimli ustalar ve artizanlar görevli, her çantayı bir usta üretiyor ve üzerinde üreten ustanın imzası var. “Lüks ürün tamir edilebilen üründür” anlayışları ile ürünlerinin tamamen arkasındalar. Aldığınız bir Hermès ürününü bu sayede ömrünüz boyunca kullanabiliyorsunuz.
Hermès Alabilme ve Alışveriş Lüksü

Hermès’de alışveriş yapmak mağazaya girmek, ürün almak ve çıkmak kadar kolay değil. İstediğiniz çantayı almak için yılda iki hakkınız var. Ve bunun için de oldukça uzun bekleme listelerine girmelisiniz. Çanta alma şansına ve lüksüne erişmek için satış danışmanınızla iletişiminizi sıkı tutmanız, mağazayı sıkça ziyaret etmeniz ve farklı ürünler satın almanız gerekiyor. Size sıra geldiğinde ellerinde olan çanta size teklif ediliyor. Eğer istediğiniz çanta değilse şansınıza küsün, bunu almazsanız bir yıl daha bekleyeceksiniz.
Herkese Göre Bir Şey

Marka, lüks piramidinin en üstünde duruyor, bu aşikar. Fakat “giriş” ürünleri de mevcut. Bu ürünler marka tarafından “Hermès dünyasına giriş” olarak tanımlanıyor. Tabii ki bu ürünler çantalardan ziyade daha küçük şeyler; aksesuarlar, takılar, parfümler ve şallar. Bunlar ürün yelpazesinin ufak bir kısmı. Hermès asıl kazancını lüks çantalar, haute couture gibi alanlardan kazanıyor. Bunlardan en bilindik ürün ise Birkin.
“It’s Not A Bag, It’s A Birkin”


Hermès’in en ikonik ürünü: Birkin. Bu modelin ilginç bir hikayesi var. 1984’te Jane Birkin, Paris-Londra uçağında Hermès CEO’su Jean-Louis Dumas ile tanışıyor ve konuşmalarında hem kullanışlı hem de şık bir çanta arayışından bahsediyor. Bu uçağa kendisine uygun bir çanta bulamadığından bir sepetle biniyor. Birkin bu şekilde doğuyor. Günümüzde en popüler çantalardan, her ay internette 1.3 milyondan fazla aranıyor. Sınırlı üretimler, istek üzerine üretilenler ve kapsül koleksiyonlarla çok çeşidi var. Bu çantaları Hermés’in en sadık müşterileri bile zor alıyor çünkü üretimleri çok zahmetli ve uzun sürüyor, dolayısıyla az üretiliyor ve mağaza başı çanta miktarı azalıyor. Popüler olmasının bir nedeni de bu, elde etmesi zor. Şanslıysanız bir Birkin alabilirsiniz, fakat daha fazlası gittikçe zorlaşıyor. İkinci el ya da yeniden satış yoluyla satılanlarsa mağaza fiyatından daha pahalı.
Bir Marka Değil, Bir Gösterge

Hermès, sadece bir moda markası değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı, bir statü sembolü ve bir miras. Ürünlerine sahip olmak, sadece kaliteli bir çanta ya da aksesuar edinmek değil, markanın sunduğu kültürün ve felsefenin bir parçası olabilmek anlamına geliyor. Zanaatkârlığa, mükemmeliyete ve de en çok paraya dayalı bu dünya, herkese açık değil ama bir kez içine girildiğinde eşsiz bir deneyim sunuyor. Hermès’in büyüsü de tam burada yatıyor: Sahip olmanın zor olduğu şeyler, her zaman daha arzu edilir.
Kaynaklar
Hermès, Hermès Finance, Sotheby’s, Martin Roll