Microsoft, yapay zekanın (YZ) iklim mücadelesinde kullanımı konusunda birçok yenilikçi yöntem keşfetti. Su seviyesi izleme, toprak sağlığı analizi ve aşırı hava olaylarının tahmin edilmesi bunlar arasında yer alıyor.
Bugünlerde yapay zekanın gücünü bilmeyen yok. Ancak yapay zekanın potansiyel uygulamaları, özellikle de geniş çaplı ve karmaşık sorunları çözme konusundaki yetenekleri henüz tam anlamıyla bilinmiyor.
Yapay zekanın, iklim değişikliği ile mücadelede güçlü bir araç olabileceği giderek daha belirgin hale geliyor. Biyolojik çeşitliliği izlemekten kaynak yönetimini optimize etmeye kadar, YZ sürdürülebilirlik konusundaki küresel yaklaşımları devrim niteliğinde değiştiriyor ve çevresel sorunları izleme, tahmin etme ve hafifletme konusunda benzersiz yetenekler sunuyor.
Microsoft Küresel Sürdürülebilirlik Direktörü Amy Luers, bu konuda şunları söylüyor: “Ekosistemler, dünya genelinde eşi benzeri görülmemiş tehditlerle karşı karşıya. Bu değişiklikleri önlemek için, etkilerini ölçmeli ve tahmin etmeliyiz, çünkü ölçemediğimiz şeyi yönetemeyiz ve tahmin edemediğimiz şeyi koruyamayız.”
Yapay Zekanın Su Kıtlığı ile Mücadelesi
Sürdürülebilirlikteki en acil sorunlardan biri, tarımda su kıtlığıdır. Tarım, dünya çapındaki tatlı su kaynaklarının yaklaşık %70’ini tüketmektedir.
Microsoft’un Microsoft Research ile çiftçilerin iş birliğiyle hayata geçirdiği “Project FarmVibes”, yapay zekayı kullanarak bu soruna çözüm getirmeyi hedefliyor. Bu proje, hassas tarım ve akıllı su yönetimi yoluyla suyun daha verimli kullanılmasını sağlıyor.
Uydu ve sensörler kullanarak su sıkıntılarını ve fazlalıklarını tahmin eden proje, çiftçilere kuraklık dönemlerinde suyu koruma ve aşırı su dönemlerinde ise suyu verimli bir şekilde toplama imkânı sunuyor.
Microsoft Teknolojisinin Tarım için Önemi
Tarım sektörü, iklim değişikliğinin etkilerine en açık endüstrilerden biri olduğundan, Microsoft bu sektörü koruma konusunda büyük bir hassasiyet gösteriyor.
Microsoft, bu projeyle ilgili olarak yaptığı çevrimiçi bir açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Çiftçiler, çiftlik yönetim uygulamaları için hava koşullarının öngörülebilir olmasına güvenirler ve yüksek sıcaklık, sel gibi beklenmedik hava olayları, çiftçileri iklim değişikliğinin etkilerine karşı hazırlıksız bırakır.”
Şirket, projenin geniş kapsamlı hedeflerini şu şekilde özetliyor: “Bu proje aracılığıyla araştırmacıların, uygulayıcıların ve veri bilimcilerin çiftliklerde emisyon tahmin etmelerine yardımcı olacak uygun fiyatlı dijital teknolojiler geliştirmelerini ve hava durumu değişikliklerini tahmin ederek iklim uyumunu sağlarken toprak sağlığını iyileştirecek doğru yönetim uygulamalarını belirlemelerini amaçlıyoruz.”
Yapay Zeka Ekosistemleri Anlamaya Nasıl Yardımcı Olabilir?
Tarımın ötesinde, yapay zeka doğal ekosistemleri anlamada da büyük bir rol oynuyor. Biyolojik çeşitliliği izleme konusunda yenilikçi bir yaklaşım sunan YZ, ABD’nin güney Oregon bölgesindeki arılar tarafından toplanan polenlerden bilgi çıkarıyor.
Bu veriler, araştırmacılara yerel bitki örtüsü ve çevresel sağlık hakkında benzersiz bir bakış açısı sunuyor. Microsoft, “On binlerce arı, Klamath Nehri havzası boyunca yılda dört milyar kadar küçük örnek topluyor. Bu örneklerin detaylı incelenmesi, nadir yerli bitkilerin yeniden keşfine ve yeni türlerin tanımlanmasına yol açarak yerel ekosistemlerin gelişmesine yardımcı oluyor,” diyor.
Yapay Zeka Aşırı Hava Olaylarından İnsanları Nasıl Koruyabilir?
Yapay zekanın tahmin yetenekleri, doğal afetlerin, özellikle de kuraklık nedeniyle artan yangınların hafifletilmesinde de çok değerli hale geliyor. Örneğin, “Alberta Wildfire” kuruluşu, AltaML tarafından geliştirilen yapay zeka destekli bir aracı kullanarak yangın çıkma olasılığını tahmin ediyor. Bu araç, on binlerce veri noktasını analiz ederek karar alma süreçlerine rehberlik ediyor.
Microsoft, bu tür felaketlerin çevresel etkisine dikkat çekiyor: “Yangınlar, doğal ve insan habitatlarını büyük ölçüde yok ederken atmosfere büyük miktarda karbon salınımı yapıyor. Vibrant Planet gibi şirketler, bu tür felaketleri önlemeye yardımcı olmak için değişiklikleri izliyor ve gerçek zamanlı senaryo planlamasıyla yangın ve iklim direnci oluşturmayı destekliyor.”
Yapay zeka gelişmeye devam ettikçe, sürdürülebilirlik alanındaki uygulamaları da genişlemeye devam edecek ve çevrenin korunması ile kaynak yönetimi konusunda yeni yollar sunacak.
Amy Luers, bu konuda son olarak şunları ekliyor: “Bu değişiklikleri önlemek için, etkilerini ölçmeli ve tahmin etmeliyiz, çünkü ölçemediğimiz şeyi yönetemeyiz ve tahmin edemediğimiz şeyi koruyamayız.”