GoGrowth

En İyi Dostumuz GPT

Paylaş:

Eskiden herhangi bir sorunun cevabını bulmak, bir sorunumuza çare aramak veya dertleşmek için arkadaşlarımıza sorardık. Son dönemlerde bu arkadaşımızın yerini chatgpt gibi yapay zeka botları almış durumda. Artık en iyi dostumuz gpt demek pek de yanlış olmaz.

Sürekli Öğrenmeye ve Gelişmeye Devam Ediyor

Sürekli olarak gelişen GPT, artık neredeyse bir insan gibi cümleler kurabiliyor. Sorulan her soru, yazılan her cümle onun kendini geliştirmesini sağlıyor. Dil kullanımındaki bu ilerleme, onu daha anlaşılır ve doğal kılıyor. Artık insanlar sadece bilgi almak için değil, sohbet etmek için de GPT’ye yöneliyor. İnsan gibi yanıt vermesi, onu bir araçtan çok bir muhatap haline getiriyor. Bu “insanlaşma” süreci hızlandıkça, yapay zekâyla konuşmayı tercih edenlerin sayısı da artıyor.

Reklam

Dosttan Öte Bir Destek Hattı

GPT, birçok kişi için her an cevap veren, hiç kötü karşılamayan bir dost gibi görünüyor. İnsanlar ona istedikleri her şeyi sorabiliyor, fikir alabiliyor ya da sadece sohbet edebiliyor. Bu yönüyle GPT, güvenilir ve yargılamayan bir muhatap gibi algılanıyor.

Ancak aslında durum tam olarak bu kadar basit değil. Her ne kadar sorduğumuz sorulara verdiği cevaplar bizi iyi hissettirse de, bu çoğunlukla bizim duymak istediğimiz yanıtları verdiği içindir. Bu yüzden, verdiği yanıtlar objektif olmaktan çok, rahatlatıcı bir etki yaratmaya yönelik olabiliyor. Herhangi bir duygusal sorunumuzu ya da kişisel sıkıntımızı yazdığımızda, adeta bir destek hattı gibi davranıyor ve bizi anlayan biri varmış gibi hissettiriyor.

Dijital Asistan mı Yönetici mi?

Günümüzde insanlar, gündelik işlerini planlarken giderek daha fazla yapay zekaya başvuruyor. “Bugün ne yemek yapsam?”, “Hangi dersi çalışsam?”, “Hangi filme gitsem?” gibi sorular artık yapay zekanın sunduğu önerilere dayandırılıyor. Bu durum, yapay zekayı bir dijital asistan gibi konumlandırıyor. Öte yandan, insanlar bu duruma alıştıkça bireysel karar alma ve düşünme becerilerini zamanla kaybediyor.

İnsanlar, küçük ya da büyük fark etmeksizin birçok kararı başkalarına ya da sistemlere devrettikçe, kendi iç seslerini dinleme ve bağımsız düşünme yetilerini zamanla köreltebilir. Bu nedenle yapay zekadan yararlanırken, onu sadece bir araç olarak görmek ve nihai kararları kendi irademizle vermeyi sürdürmek büyük önem taşıyor.

Son Olarak

Tüm bu yönleriyle GPT ve benzeri yapay zekâ sistemleri, hayatımıza yerleşerek vazgeçilmez bir konuma geliyor. Bilgiye ulaşma hızımızı artırıyor, gündelik kararlarımızı kolaylaştırıyor ve zaman zaman bir dost gibi yanımızda duruyor. Ancak bu kolaylıkların yanında bazı önemli riskler de bulunduruyor. Bireysel düşünme becerilerimizin zayıflaması bu risklerin başında geliyor.

Aynı şekilde, insan ilişkilerinin ikinci plana atılması da dikkat edilmesi gereken bir durum. Yapay zekâya duyulan güven arttıkça, insanlar gerçek sosyal bağlardan uzaklaşabiliyor. Bu da duygusal derinliği olan ilişkilerin yerini yüzeysel etkileşimlere bırakmasına neden olabiliyor. Bu yüzden, yapay zekâyla kurulan yeni ilişki biçimini sağlıklı sınırlar içinde tutmak büyük önem taşıyor.