ORS Digital

Mutlaka İzlenmesi Gereken 10 Müzikal

Paylaş:

Müzikallerde sinema sektörünün rolü son dönemlerde gittikçe büyüdü. Biz de sizler için herkesin seveceği ve mutlaka izlemesi gereken popüler müzikalleri derledik.

1) Mamma Mia

Merly Streep’in en eğlenceli ve meşhur filmlerinden biri olan Mamma Mia, Sophie adındaki genç bir kızın düğününden önce gerçek babasının kim olduğunu öğrenmeye çalışmasının öyküsünü anlatıyor. Müzikal, ünlü pop grubu ABBA’nın hit şarkıları eşliğinde anlatılıyor.

Reklam

Artık müzikal film kategorisinde klasikleşmiş Mamma Mia, her yaştan izleyicisi olan ve popüleritesini koruyan en başarılı müzikallerden birisi. Kime sorsanız müzikal deyince akla gelen ilk isim Mamma Mia!

2) La La Land

Mia, gelecek vaat eden bir aktris, seçmeler arasında film yıldızlarına latte servis ediyor. Sebastian, bir caz müzisyeni, barlarda çalarak geçimini sağlıyor. Ancak başarıları arttıkça, aşklarını yıpratan kararlarla karşı karşıya kalıyorlar ve hayalleri onları birbirlerinden ayırmakla tehdit ediyor.

2016 yılında yayınlanan film şuana kadar en çok konuşulan ve sevilen müzikal filmlerin başında geliyor. Bu başarı hem başrollerin uyumundan, hem de romantik drama ile komedi türlerinin müzikle birleşmesinden yola çıkıyor.

3) Damdaki Kemancı

Damdaki Kemancı, 1905 yılı Çarlık Rusyası’nda geçiyor. Bir Yahudi köyünde yaşayan Sütçü Tevye ve onun 5 kızının başından geçenleri anlatıyor.

Müzikal, ilk kez 1964 yılında Broadway’de sergilenmiş, Türkiye’de de defalarca kez Türkçe bir şekilde sergilenmiştir. Damdaki Kemancı müzikali oldukça ilgi toplamış ve dünya çapında herkes tarafından tanınır hale gelmiştir. Tiyatro Müzikal tarihinde 3.000 performansı aşan ilk müzikal oldu. Müzikalin en çok bilinen şarkısı ise “If I Were a Rich Man”.

4) Chicago Müzikali

Chicago, 1920’lerin suç ve şöhret dolu dünyasını sahneye taşıyan klasik bir Broadway müzikalidir. 1975’te ilk kez sahnelenen bu etkileyici yapım, kısa sürede büyük ilgi gördü.

Roxie Hart adlı genç bir koro kızı, şöhret arzusu uğruna sevgilisini öldürür. Daha sonra hapse düşer ve herkes onun hikâyesinin bittiğini düşünür. Ancak usta avukatı Billy Flynn devreye girer. Bu sayede Roxie, medyanın ilgisini çekmeye başlar.

Bununla birlikte hapishanede ünlü vodvil yıldızı Velma Kelly ile karşılaşır. İlk başta aralarında büyük bir rekabet vardır. Yine de zamanla bu rekabet yerini beklenmedik bir iş birliğine bırakır.

Sonuç olarak Chicago, unutulmaz şarkıları ve çarpıcı şovlarıyla dikkat çeker.
Üstelik tam 25 yıldır Broadway’de aralıksız sahnelenmeye devam etmektedir.

5) Oz Büyücüsü

The Wizard of Oz, sadece bir film değil; fantastik bir dünyanın kapılarını aralayan gerçek bir klasik. Alışılagelmedik karakterleri ve masalsı atmosferiyle yıllar boyunca milyonlarca izleyiciyi büyüledi.

Ancak şaşırtıcı şekilde film ilk gösterildiğinde beklenen gişe başarısını yakalayamadı.
Üstelik MGM’nin o zamana kadar yaptığı en pahalı prodüksiyondu. Yine de zamanla eleştirmenlerin övgüleri ve Akademi Ödülü sayesinde hak ettiği değeri buldu.

Hikâye, Dorothy’nin bir hortumla gizemli ve büyülü bir dünyaya sürüklenmesiyle başlıyor. Yolda bir aslan, bir korkuluk ve bir teneke adamla tanışır. Birlikte hayatlarında en çok özledikleri şeyleri istemek için Oz Büyücüsü’yle konuşmak üzere sarı tuğlalı yolda ilerlerler. Bu arada Batı’nın Kötü Cadısı onların peşine düşer ve her adımlarını engellemeye çalışır.

Gerçek adıyla, The Wonderful Wizard of Oz, 1900 yılında L. Frank Baum tarafından yazılan romandan uyarlanmış unutulmaz bir başyapıttır.

6) Corps Bride (Ölü Gelin)

19. yüzyıl Avrupa’sında bir köyde, evlenmek üzere olan genç bir adam yeraltı dünyasına kaçırılır ve gizemli bir ceset gelinle evlendirilir. Bu sırada gerçek gelini ise yaşayanlar diyarında onu beklemektedir. Ölüler Diyarı’ndaki eğlenceli ve ürpertici hayat genç adamın yaşayanlar dünyasındaki gelinine dönmesine engel olmaya çalışır. Corps Bride gibi bir müzikal film ancak bir Tim Burton yapımı olabilirdi.

Corps Bride, animasyon film kategorisinde 30 ödüle aday gösterilmiş ve 9 ödül kazanmıştır.

Johnny Depp ve Helena Bonham Carter, Victor ve Ölü Gelin’i, ana karakterleri seslendirmekte. Oldukça sevilen ve ilgi toplayan Ölü Gelin, cadılar bayramında sıkça tercih edilen bir karakter haline geldi.

7) Notre Dame’ın Kamburu

Victor Hugo’nun 1831 yılında yazdığı eser; çirkin, kambur, engelli ve çok tuhaf bir yaratık olan Kilise zangocusu ile Fransa’nın ruhani ve dini lideri Claude Frollo’nun Çingene Kızı Esmeralda’ya olan aşkı ve ortaya çıkan ikilem ve tepkileri konu alıyor.

Kitap daha sonrasında tiyatro müzikaline ve animasyon filmine de uyarlanmıştır.

Ancak en çok ilgi çekeni müzikal versiyonudur. Yıllardır herkesin adını ve konusunu bildiği klasikleşmiş bir esere dönüşmesini sağlamıştır.

Zaman zaman Türkiye’de de sergilenen müzikal tiyatro her seferinde kalabalık izleyici kitlesini korumayı başarıyor.

8) Tick, Tick … Boom!

Başka bir ünlü müzikal olan Rent’in yaratıcısından samimi, otobiyografik bir pop/rock müzikal olan Tick, Tick… Boom!, hayatı hiçbir yere varmayan, mücadele eden bir besteci olan Jon’un hikâyesini anlatıyor. 30 yaşına basmak üzere olan ve hâlâ garsonluk yaparak geçimini sağlayan Jon, Broadway’de “asla başarılı olamayacağından” korkuyor.

İzleyenlerin fikir ve bakış açısını değiştiren film başrol oyuncusu Andrew Garfield’ın başarılı oyunculuğuyla da beraber olmak üzere Jonathan Larson’ un hayatını duygusal bir şekilde anlatmakta.

9) Grease

Grease, bir grup lise öğrencisinin hayatlarını konu alıyor. Rydell Lisesi’nin yeni öğrencisi Sandy ile okulun havalı ve karizmatik T-Birds grubunun lideri Danny arasındaki aşk hikâyesine odaklanıyor.

Müzikal, gençlerin hayatlarına değinmesinden ötürü genç yaşlardaki izleyicilere rahatça erişebiliyor.

Müzikal filmin şarkıları da müzik platformlarında çok sayıda dinlenme alıyor.

Grease, müzikal kategorisinde yer alsa da başrol oyuncusu John Travolta, çokça bilinen filmlerde rol alarak film sektörünün en ünlü isimlerinden biri oldu. Quentin Tarantino’nun yönettiği Pulp Fiction filmindeki rolüyle de zirve yaptı.

10) The Sound Of Music

Müzikal filmin konusu kısaca: İkinci Dünya Savaşı öncesinde, Avusturya’daki bir manastırda okuyan erkek fatma bir rahibe adayı, yedi çocuğu olan dul bir deniz kaptanının evine dadı olarak işe alınır ve eve yeni bir yaşam sevinci ve müzik aşkı getirir.

1965 yılında vizyona giren film aslında yine aynı addaki bir sahne müzikalinin uyarlamasıdır. Daha temele inecek olursak Trapp Ailesi Şarkıcılarının Hikayesiadlı kitaptan uyarlanmıştır.

The Sound of Music, tüm zamanların en çok hasılat yapan filmi oldu ve bu ayrıcalığı beş yıl boyunca elinde tuttu. Film dünya çapında popülerdi ve 29 ülkede önceki gişe rekorlarını kırdı. Dört buçuk yıl süren bir ilk tiyatro sürümü ve iki başarılı yeniden sürümü vardı. Dünya çapında 283 milyon giriş sattı ve dünya çapında toplam 286 milyon dolar kazandı. Bu sebeple de günümüzde hala en çok sevilen ve en popüler müzikal filmlerin başında geliyor.