2024 Nobel Ekonomi Ödülü, toplumsal kurumların bir ülkenin refahındaki rolüne dair araştırmalarıyla öne çıkan üç ekonomiste verildi. Türk asıllı Massachusetts Institute of Technology (MIT) profesörü Daron Acemoğlu, MIT’den Simon Johnson ve Chicago Üniversitesi’nden James Robinson, bu prestijli ödülü paylaştılar. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, ödül komitesinin yaptığı açıklamada, üçlünün çalışmalarıyla “kurumların bir ülkenin refahını nasıl etkilediğini” gösterdiğini vurguladı.
Özellikle Acemoğlu ve Robinson’un 2012 yılında yayımladıkları Why Nations Fail (Ulusların Çöküşü) kitabı, farklı ülkelerdeki refah farklarının büyük ölçüde o ülkelerin siyasal ve ekonomik kurumları tarafından belirlendiğini savunuyor. Kitap, Arizona’nın Nogales kasabası ile Meksika sınırında yer alan Nogales kasabası arasında yaşam standartları açısından yapılan bir karşılaştırmayla başlıyor. İklim, tarım ve kültürel farklılıklar yerine, yazarlar, bu farkın güçlü ve kapsayıcı kurumlarla açıklanabileceğini öne sürüyorlar.
Nobel Komitesi, ödülü kazanan ekonomistlerin özellikle “hukukun üstünlüğünün zayıf olduğu ve halkın sömürüldüğü toplumların büyüme sağlayamadığını ve olumlu değişim yaratamadığını” göstermedeki başarılarına dikkat çekti. Bu çalışma, refah farklarının nedenlerini anlamamıza büyük katkı sağlıyor.
Daron Acemoğlu, 1967 yılında İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini İngiltere’deki York Üniversitesi’nde, doktorasını ise London School of Economics’te tamamladı. Kariyerine ABD’de devam eden Acemoğlu, MIT’de Ekonomi profesörü olarak görev yapmaktadır. Özellikle ekonomi, siyaset bilimi ve kalkınma üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanınan Acemoğlu, kapsayıcı kurumların bir ülkenin kalkınmasındaki önemini vurgulayan araştırmalarıyla akademik dünyada büyük yankı uyandırdı.
Nobel ödülü alan üç ekonomistin çalışmaları, dünya genelindeki gelir adaletsizliklerinin azaltılması için toplumsal kurumların nasıl yeniden yapılandırılması gerektiği konusuna ışık tutuyor. Akademi Başkanı Jakob Svensson, “Ülkeler arasındaki devasa gelir farklarını azaltmak, günümüzün en büyük zorluklarından biri. Bu üçlü, toplumsal kurumların önemini gözler önüne sermiştir” ifadelerini kullandı.