Istanbul Marketing Awards Başvuruları Başladı

TUSAŞ: Türk Milletinin Emaneti

Paylaş:

1964 yılında Kıbrıs’taki olayların büyümesi, Türkiye’nin savunma teçhizatlarında dışa bağımlı olduğunu net bir şekilde ortaya koydu. Ülkemizin ulusal çıkarlarını korumak için bağımsız savunma sanayisinin önemi anlaşılmıştı. Bu farkındalıkla 1965’te Türk Donanma Cemiyeti, 1970’te Türk Hava Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı ve 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı sonrası silah ambargosunu takiben Türk Kara Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı kuruldu. Bir yıl önce ise 28 Haziran 1973’te Türkiye’nin savunma sanayisinde dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde Türk Uçak Sanayii Anonim Ortaklığı (TUSAŞ) kurulmuştu. 1987’de bu vakıflar birleşerek Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı’nı (TSKGV) oluşturdu ve TUSAŞ, bu birleşimin en değerli bileşenlerinden biri haline geldi.

TUSAŞ’ın ardından ASELSAN (1975), İŞBİR (1977), ASPİLSAN (1981), HAVELSAN (1982) ve ROKETSAN (1988) gibi kritik savunma sanayii kuruluşları devreye girdi. Bu kuruluşlar havacılık, haberleşme, enerji ve mühimmat alanlarında yerli üretimi teşvik ederek, Türkiye’nin teknoloji üretimi alanında bağımsızlaşma sürecini başlattı.

TUSAŞ, 1984’te F-16 savaş uçaklarının üretimi, sistem entegrasyonu ve testlerinin gerçekleştirilmesi için Türk-ABD ortak yatırım şirketi olarak kurulan TAI ile birlikte, bu alanda önemli bir kilometre taşıdır. 2005 yılında yabancı hisselerin Türk hissedarlar tarafından devralınmasıyla TAI ve TUSAŞ birleşti. O tarihten bu yana TUSAŞ, ATAK helikopteri, GÖKBEY genel maksat helikopteri, HÜRKUŞ eğitim uçağı, ANKA ve AKSUNGUR insansız hava araçları gibi pek çok stratejik projeyi hayata geçirdi. Bu projeler, Türkiye’nin savunma sanayii alanında bağımsızlığını pekiştirdi ve TUSAŞ, ülkenin teknoloji üretiminde bir lider haline geldi.

Bu yazının temel amacı, TUSAŞ’ın sadece bir savunma sanayi kuruluşu olarak değil, aynı zamanda Türkiye’nin bağımsızlığı ve teknoloji alanındaki gelişimine katkı sağlayan önemli bir aktör olduğunu ortaya koymaktır. TUSAŞ gibi kuruluşlar, Türkiye’nin en parlak zihinlerini bulup eğiterek, ülkemizin yerli ve milli savunma projelerine katkıda bulunmasını sağladı. Her biri, Türkiye’nin daha güçlü bir gelecek inşa etmesine olanak tanıyan kritik projeleri hayata geçiriyor.

Yaşanan üzücü olaydan çok, TUSAŞ ve diğer TSKGV iştiraklerinin geliştirdiği teknolojilerin ve ürünlerin Türkiye’nin bağımsızlığı için ne kadar büyük bir önem taşıdığına odaklanmalıyız. Bu şirketlerin geliştirdiği ürünler sadece bugünün değil, yarının mühendislerini de eğitecek yöntem ve teknikleri içinde barındırıyor. Türkiye’nin savunma sanayisindeki ilerlemeleri, milletin devlete emanet ettiği birikimlerin en somut göstergeleridir.

TUSAŞ, Türkiye’nin geleceğini şekillendiren bir kurumdur ve ona sahip çıkmak, ülkenin bağımsızlığına sahip çıkmak anlamına gelir. Bu perspektiften bakıldığında, yaşanan zorluklar yalnızca daha fazla gelişim ve ilerleme için birer tetikleyici unsur haline gelecektir. TUSAŞ gibi kurumlar, geçmişte olduğu gibi gelecekte de Türkiye’nin teknoloji ve savunma sanayiindeki bağımsızlık mücadelesinin önemli bir parçası olmaya devam edecektir.

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ. (TUSAŞ) Ankara Kahramankazan tesislerine yapılan saldırıda hayatını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve tüm ülkemize başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.

Reklam