Woolmark’ın son reklam kampanyası Wear Wool, Not Waste, sentetik materyallerin çevreye uzun vadeli zararlarını vurgulamak amacıyla korku temalı bir yaklaşımla ortaya çıktı. 20(Something) yaratıcı ajansı tarafından tasarlanan kampanya, polyester gibi sentetik kumaşların yüzlerce yıl boyunca doğada çözünmeden kalabildiği gerçeğini, zombi temalı bir anlatımla gözler önüne seriyor.
20(Something)’in Kreatif Direktörü Will Thacker, Creative Review’a verdiği röportajda, “Her sentetik giysi parçasının halen var olduğunu ve gezegenimizi adeta ‘perili’ gibi etkilediğini anlatmak istedik” diye açıklıyor. The Last of Us dizisine atıfta bulunan Thacker, sentetik materyallerin gezegen üzerinde yayılmasını zombi istilasına benzeterek, insanları bu duruma dikkat çekmek amacıyla korku türünden yararlandıklarını belirtiyor.
Korku ve Gerçeklik: Sentetik Kumaşların Tehlikeli Yayılması
Creative Review’a verilen röportajda anlatıldığı üzere, kampanya filmi, Greenpeace gibi çevre örgütleri için hazırladığı güçlü kampanyalarla tanınan Studio Birthplace tarafından yönetildi. Sil van der Woerd ve Jorik Dozy’nin imzasını taşıyan filmde, VFX süpervizörü Tim Smit önderliğinde devasa bir sentetik giysi kalabalığının animasyonu, sentetik materyallerin dünyamızı nasıl sardığını gösteriyor.
Smit, “Her biri çarpıcı bir gerçeklikte yaratılan bu giysi kalabalığı, sentetik ürünlerin çevreye verdiği zararın çarpıcı bir hatırlatıcısıdır,” diye ekliyor. Yaklaşık 50 farklı giysi modeli üzerinde çalışan ekip, renk, doku ve şekil varyasyonlarıyla bu modelleri 10,000’den fazla kombinasyon oluşturarak birleştirdi. Bu animasyon, bir aktörün hareketlerini yakalayıp dijital olarak giysilere yansıtılmasıyla gerçekleştirildi.
Gerçekçi Etkileşimler ve Zorlu Animasyon Süreci
Paylaşılan haberde, kampanyanın teknik detaylarına da yer veriliyor. Giysiler, birbirleriyle çarpıştıklarında doğal etkileşimler yaratmak için harekete duyarlı verilerle programlanmış. Tim Smit, “Birbirine çarpan giysi parçalarının çarpışma sonrası doğal fizik hareketleriyle yere düşmesini sağlayan sistemi oluşturmak zorlu bir süreçti” diyor.
Bu geçişi sağlamak için iki ay boyunca çalışan ekip, sonunda giysilerin hareketlerinin gerçekçi bir şekilde yansıtılmasından büyük bir memnuniyet duydu.
Kampanya: Sadece Yün Değil, Tüketici Farkındalığına Çağrı
Woolmark’ın kampanyası, sadece yün giysilerin sürdürülebilirliğine dikkat çekmekle kalmıyor; aynı zamanda tüketicilere sentetik materyallerin çevreye olan etkisi konusunda önemli bir farkındalık kazandırıyor. Kampanya, perakendeciler ve markaların, kumaş içeriklerinin daha net etiketlenmesi ve tüketicilere daha iyi yönlendirmeler yapılması gerektiği konusundaki çağrılarına da güç veriyor.
Sürdürülebilir tüketim konusunda yaratıcı reklamcılığın gücünü gözler önüne seren Wear Wool, Not Waste kampanyası, pazarlama ve reklamcılık dünyasındaki profesyoneller için ilham verici bir örnek niteliğinde. Yaratıcı ajansların toplumsal mesajları cesur ve etkili bir şekilde iletmesi, gelecekte daha sürdürülebilir bir dünyaya ulaşmada önemli bir rol oynuyor.