Paulkenzie

2025’in Yeni Marka İronisi: “We’re Sorry — Not Really.”

Paylaş:

Yeni bir strateji mi? İronik bir oyun mu? Yoksa sosyal medya çağında kriz iletişiminin tamamen dönüşmesi mi?

2025’te markalar garip bir yola girdi:

Reklam

Ortada kriz yokken, hiçbir hata yapmamışken, kamuoyu baskısı oluşmamışken resmi özür metni formatıyla paylaşımlar yapıyorlar. Logolu, uzun cümleli, kurumsal tonda…Ama aslında “özür” değil — yeni bir pazarlama oyunu.

Bu “resmi özür metni estetiği”, şu anda sosyal medyanın en hızlı büyüyen küresel trendlerinden biri. Trendin ilk kıvılcımı 2024 yılında Filipinler’de ortaya çıktı, 2025’te Hindistan’da Škoda, Volkswagen ve çeşitli yerel markaların bu formatı sahiplenmesiyle hız kazandı.

2025 yılı boyunca format; otomotiv, perakende, teknoloji, fast-food, yayın platformları ve daha birçok kategoride yeniden üretilmeye başladı. Birkaç ay içinde global bir sosyal medya dili haline geldi.

Örnekler o kadar absürt ki zaten viral olmaması mümkün değil:

  • Škoda: “Satışlarımız nedeniyle park yeri bulamayanlardan özür dileriz.”
  • Volkswagen: “Müşterilerin başka markalara bakmamasına neden olduğumuz için üzgünüz.”
  • Reliance Digital: “Fiyatlarımız rakiplerimizi zorladıysa kusura bakmayın.”

Kurumsal bir kriz metninin görüntüsünde, tamamen ters bir içerik. İşte viral olmanın tarifi.

Peki Neden Bu Kadar Tutuyor?

Trendi derinlemesine inceledğimizde üç sebep çok net ortaya çıkıyor:

1. Kurumsal dilin parodisi insanlara iyi geliyor: Hata anlarında kullanılan o soğuk, steril metin… Mizahla birleştiğinde aşırı güçlü bir kontrast oluşturuyor.

2. Marka–kitle arasında “gizli şaka” etkisi yaratıyor: Tüketici ironiyi anladığı anda markayla “biz aynı dili konuşuyoruz” hissi oluşuyor. Bu duygusal bağ da etkileşimi katlıyor.

3. Viral format için biçilmiş kaftan: Ciddi görünüp komik içerik vermek = sosyal medyanın en sevdiği formül.

Fakat bir risk var; trend büyüdükçe ‘özür’ün ağırlığı erozyona uğruyor, gerçek özür iletişiminin değeri azalıyor. Markalar şaka yapa yapa “özür formatını” sulandırıyor. Kriz iletişimcileri bu durumu “kurumsal dilin memeleşmesi” olarak tanımlıyor.

Trend akarken, Swatch tamamen farklı bir nedenle gündeme geldi. Irkçı olarak algılanan bir el hareketi içeren reklamı sonrası gerçek bir özür metni yayınlamak zorunda kaldı.

Yani bir tarafta “kriz yokken özür dileyen” markalar var, öte tarafta kriz varken istemeden aynı estetiğe düşenler. İroni daha da keskinleşiyor.

Bu Trend Bize Ne Anlatıyor?

1. Kurumsal dil artık dokunulmaz değil. Markalar uzun yıllar kutsal sayılan “resmi özür metni” formatını bile eğip bükebiliyor.

2. Mizah, itibar yönetiminde yeni bir araç. Sadece genç markalar değil: otomotiv, perakende ve teknoloji devleri bile oyunda.

3. Kriz iletişiminin kültürü yeniden yazılıyor. Belki de birkaç yıl içinde insanlar markaların özürlerini otomatik olarak “gerçek mi, yoksa oyun mu?” diye sorgulamaya başlayacak.

Sonuç: 2025’te ‘Özür’ Artık Bir İçerik Formatı

Reklam dünyası yeni bir döneme girdi. Markalar sosyal medyanın hızına yetişmek için özür metninin ciddiyetini alıp onu ironik bir performansa dönüştürüyor. Ve bu trendi en iyi özetleyen cümle belki de şu: “Sorry… not sorry.”