Istanbul Marketing Awards Başvuruları Başladı

ALDI Nussknacker Reklamı: Madalyonun İki Yüzü

Aldi SÜD, 2024 Aldi SÜD, 2024
Aldi SÜD, 2024
Paylaş:

Alman perakende devi ALDI’nin “Nussknacker” adlı çikolatasını konu alan yeni reklam kampanyası, Almanya’da yaşayan Türk gurbetçi aileleri konu alırken, iki farklı yorumla karşılandı. Bir kesim bu reklamı nostaljik ve duygusal bulurken, bir diğer kesim ise oryantalist klişelere dayalı ve incitici olarak değerlendirdi. Bu görüş ayrılığı, reklamın farklı kültürler üzerindeki etkilerini ve global pazarlama stratejilerinin ne kadar hassas bir çizgide yürütülmesi gerektiğini vurgular nitelikte.

Anti-Görüş: Stereotiplerin Gölgede Bıraktığı Anlam

Reklamın negatif eleştirilerine göre, ALDI, Almanya’daki Türk ailelerini klişelerle tasvir eden bir reklam filmi hazırlayarak gurbetçi aileleri incitici bir tutum sergiledi. Reklamda, Almanya’dan Türkiye’ye dönen bir Türk işçi karakteri üzerinden ucuz ürünlerin Türkler tarafından hayranlıkla karşılandığı varsayımı işleniyor. Özellikle havaalanı sahnesinde bu işçinin bir şüpheli gibi gösterilmesi ve çantasından çıkardığı ucuz ALDI çikolatasının ailede büyük mutluluk yaratması, reklamın her ne kadar gerçek bir hikâyeye dayandığı iletilse de, oryantalist bir bakış açısıyla hazırlandığı eleştirilerini beraberinde getirdi.

Bu eleştiriler, 1997 yılında Bayern Münih taraftarlarının Beşiktaş maçında Türkleri aşağılamak amacıyla Aldi poşetleri sallaması olayını hatırlattı. O zaman yaşanan bu olaya karşı Almanya’da bir tepki doğmuş ve Bayern Münih yıllar sonra özür dilemişti. Benzer tepkinin ALDI’nin reklamı için yükselmesiyle eleştirmenler, ALDI’nin bir özür borçlu olduğunu ve bu tür klişeleşmiş stereotiplerin 21. yüzyıl reklamcılığında yeri olmadığını savunuyor.

Pozitif Görüş: Nostalji ve Kültürel Bağlantılar

Diğer yandan, reklamı destekleyenler ise farklı bir bakış açısına sahip. Onlara göre, reklam gurbetçi Türk ailelerinin en sevdiği nostaljik hediyelerden biri olan “Nussknacker” çikolatasına duygusal bir vurgu yapıyor. 1976 yılında geçen reklamda, Almanya’da yaşayan Can Akpınar’ın ailesine getirdiği Nussknacker çikolatalarının, Türkiye’ye izine gelen Türklerin Almanya’dan getirdikleri ilk hediyeler arasında yer alması, bu kişilerin kendi deneyimlerini reklamda görmelerini sağlıyor.

Aldi’nin “ALDIstory” kampanyası, gurbetçi ailelerin yıllar boyunca aldıkları ve sevdikleri hediyeleri canlandırırken, reklam izleyicilerini bu anılara ortak ediyor. Reklamı izleyen pek çok Türk vatandaşı da sosyal medyada kendi “Nussknacker” anılarını paylaşarak reklamın duygusal yönünü öne çıkardı. Reklamın bu duygusal tonu, nostalji ve gurbet deneyimiyle örtüştüğü için bir kesim tarafından çok beğenildi.

Reklamın Başarısı ve Küresel Hassasiyetler

ALDI’nin “Nussknacker” reklamı, bir yandan nostaljiye dokunarak başarı sağlarken, diğer yandan klişelere dayalı anlatımıyla eleştirilerin hedefi oldu. Bu, reklamcılığın günümüz küresel dünyasında nasıl hassas dengeler üzerinde durduğunu bir kez daha gösteriyor. 21. yüzyılda reklam yaparken, markaların yalnızca bir hikaye anlatmadıklarını, aynı zamanda bu hikayenin farklı kültürler ve kimlikler üzerindeki etkilerini de hesaba katmaları gerektiği bir gerçek.

Bu noktada reklamcıların, küresel kitlelere hitap ederken klişe ve stereotiplerden kaçınması, kültürel hassasiyetleri gözeten daha empatik bir yaklaşım benimsemesi önem arz ediyor. Özellikle sosyal medyanın etkisiyle her içerik anında milyonlara ulaşabiliyor ve bu da yanlış anlaşılmalara açık bir zemin yaratıyor. Kültürel referanslar, kimlikler ve geçmiş olaylar göz önünde bulundurulmadan hazırlanan bir reklam, büyük tepki toplayabilir ve markaya zarar verebilir.

Sonuç olarak, ALDI’nin küresel kitleler üzerinde farklı etkiler yaratan reklamıyla markaların, pazarlama stratejilerinde hem hedef kitlelerinin kültürel hassasiyetlerini anlamaları hem de farklı kesimlere nasıl hitap edeceklerini özenle planlamaları gerektiğini görebiliriz.

Reklam