İşletmenizi %100 Sıfır Atıklı Bir İşletme Yapmak Gerçekten Mümkün mü?

Paylaş:

Sıfır atık iş modeli, çevre bilincinin giderek arttığı günümüzde adeta bir rüya gibi geliyor. Artık herkes hem evlerinde hem de işyerlerinde daha sürdürülebilir bir yaşam tarzı benimsemeye çalışıyor. İnsanlar, gezegene zarar vermek yerine fayda sağlayacak alışkanlıkları hayatlarına entegre etme arayışında. 

Bir iş sahibi olarak, hiç atık üretmeyen bir şirket yürüttüğünüzü hayal edin—çöp kutularının tek kullanımlık kahve bardaklarıyla taşmadığını, biriken kâğıt yığınlarının ortadan kalktığını ve üretim süreçlerinden arta kalan malzemelerin olmadığını düşünün. Bu kavram kulağa oldukça çekici gelmiyor mu? Üstelik sadece çevresel faydaları nedeniyle değil, aynı zamanda maliyet tasarrufu ve olumlu bir marka imajı yaratma potansiyeli ile de dikkat çekiyor.

Peki, hangi işletme böyle bir durumu istemez? Ancak, bir işyerinin gerçekten %100 sıfır atık hale gelmesi mümkün mü? İşte asıl soru bu: İdeal, ama gerçekten uygulanabilir mi? Bu olasılığı biraz inceleyelim.

Sıfır Atığın Sadece Geri Dönüşümden İbaret Olmadığını Anlamalısınız  

Sıfır atık kavramı konuşulurken, bunun sadece geri dönüşümden çok daha fazlasını kapsadığını anlamak önemlidir. Sıfır atık felsefesi, ihtiyacımız olanı azaltmak, mümkün olduğunca yeniden kullanmak, geri dönüştürmeye çok az şey göndermek ve geri kalanını kompostlamaktan geçer. Ürünlerin yaşam döngülerini yeniden tasarlayarak, atılan her şeyin başka bir şey için kaynak olmasını sağlamayı hedefler. Nihai amaç, doğanın sürdürülebilir döngülerini taklit ederek, atık olarak görülen her şeyin bir kaynak haline dönüştüğü bir sistem oluşturmaktır.

Evde bu durum bir dereceye kadar mümkün olabilir. Zorlayıcı olsa da, teknik olarak uygulanabilir. Off-grid (şebeke dışı) yaşayanlara ve kendi kendine yeten bireylere bakın, genellikle bu şekilde yaşıyorlar. Peki, bu durum işletmeler için geçerli olabilir mi?

İşletmeler açısından bu durum, operasyonların her yönünü yeniden gözden geçirmeyi gerektirir—ürün tasarımı ve üretimden ambalajlama, dağıtım ve ürün ömrünün sonunda nasıl bertaraf edileceğine kadar her aşama düşünülmelidir. Bu, süreçleri, malzemeleri ve tedarikçiler ve müşterilerle olan ilişkileri yeniden değerlendirmek anlamına gelir. %100 sıfır atık hedefi çok iddialı bir hedef olabilir, ancak birçok işletme atık ayak izlerini azaltma konusunda önemli ilerlemeler kaydetmiştir.

Ancak atık ayak izini azaltmak ile sıfır atık olmak aynı şey değildir; aynı kulvarda olabilirler, ama yine de farklıdırlar.

Gerçekçi Adımlar Neler Olabilir?  

Sıfır atık statüsüne ulaşmak, öncelikle mevcut atık üretiminizin dürüst bir şekilde değerlendirilmesiyle başlar. Siz ve ekibiniz, işletmenizin ne tür atıklar ürettiğini ve bunların miktarlarını belirlemeniz gerekecek. Bu size net bir başlangıç noktası sunacaktır. Bu bilgiler ışığında, atığı azaltma stratejilerini uygulamaya başlayabilirsiniz. Stratejileriniz, daha az malzeme kullanmak veya geri dönüştürülmesi ya da yeniden kullanılması daha kolay malzemeler seçerek ürünleri yeniden tasarlamayı içerebilir.

Ayrıca üretim süreçlerini minimum atıkla çalışacak şekilde değiştirmeyi düşünmelisiniz. Örneğin bilgisayar destekli tasarım kullanarak malzeme harcamalarını azaltabilirsiniz. Birçok işletmenin yaptığı yaygın bir uygulama ya kendi süreçlerinde ya da yan ürünlerini kullanabilecek başka işletmelerle işbirliği yaparak mümkün olduğunca malzemeleri yeniden kullanmaktır.

Müşterileri ürünleri geri dönüştürmeleri veya yeniden kullanmaları için teşvik etmek, belki de bu süreçte çeşitli teşvikler sunmak da önemli bir adım olabilir. Ekibinizi ve müşterilerinizi bilinçlendirmeli, sürekli eğitim sağlamalısınız; kendiniz de bilgilerinizi güncel tutmalısınız.
Patagonia gibi şirketler, bu adımlardan bazılarını takip eden firmalar arasında yer alıyor; her ne kadar kusursuz bir yöntem olmasa da üzerine düşünmekte fayda var (ve belki daha derinlemesine incelemek iyi olabilir).

Reklam